23 Nisan 2011 Cumartesi

Her Gördüğünüz Kaba Dikenli Bitkiyi Deve Dikeni Sanmayın

Bu hafta gazete ve televizyonlarda yer alan bir haber benim açımdan dikkat çekiciydi. Hemoroit şikayeti olan 66 yaşında Bursalı bir hastanın, arkadaşının önerisiyle kullandığı deve dikeni bitkisini kaynatıp içerek komaya girdiğine ilişkin haber tam bir ibret hikayesi. Beş yıldır (iki hafta sonra tam beş yıl dolacak) hiç aksatmadan sürdürdüğüm ‘Doğanın Erdemi’ köşesindeki yazılarımı izleyenler bu şekilde uygulamaların ne kadar sakıncalı ve hatta ölümcül sonuçları olabileceğini çeşitli vesileler ile vurguladığımı hatırlayacaklardır. Hastaya acil şifalar dileyerek burada yapılan hataları tartışmak istiyorum.  Yapılan hatalar neler? EN AZ 200’ÜNÜN ADI AYNI Bitkinin yerel isminin kullanılması son derece sakıncalı: Halk arasında bitkiler isimlendirilirken görünüşü, rengi (sarıot), kullanım amacı (basurotu) gibi özellikleri öncelikle dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla Anadolu’da halk arasında çok sayıda kaba dikenli bitki ‘deve dikeni’ olarak adlandırılmaktadır. Bu bitkilerin çoğunun birbiriyle hiçbir akrabalığı yok. Kesin bir rakam bilinmiyor ama en az 100-200 kadar farklı (cins ve tür) bitkinin halk arasında deve dikeni olarak adlandırıldığını tahmin ediyorum. Daha önce papatyaya benzeyen bir grup bitkinin (senecio türleri) taşıdığı zehirli maddeler (pirazolidin alkaloiti) nedeniyle papatya yerine kullanılmasıyla ölüm ve zehirlenmelere (karaciğer büyümesi) yol açtığından bahsetmiştim. 1993’te Çince yerel adıyla toplanan bitkilerin yol açtığı zehirlenme olayı nedeniyle düzinelerce kişinin böbreklerinin iflas ettiği, böbrek nakli yapıldığı basında yer almıştı. Bitkinin kullanılan kısmı hangisi? Bitkinin her kısmı aynı şekilde kullanılmaz. Hangi kısmının kullanılacağı önemlidir; kök, yaprak, çiçek, meyve, gövde, kabuk... Herbirinin bileşimi ve etkileri farklıdır. Hatta bitkinin meyvesi yenebilirken diğer kısımları zehirli olabilir. Mesela, nar meyvesinin kabuğu yerine nar ağacının kabuğunu fazla miktarda tüketirseniz ölebilirsiniz. Çünkü gövde kabuğu pelletierin grubu alkaloitler taşır. Bitkisel ilacın hazırlanış şekli: Halk arasında bazı zehirli bitkiler özel olarak işlemden geçirildikten sonra tedavi amacıyla kullanılabilmektedir. Mesela burçak tohumunu şeker hastaları kan şekerini düşürmek için kullanır. Ancak tohum içindeki damar büzücü proteinleri parçalamak için önce tavada iyice kavurup sonra kullanırlar. Eğer bu protein parçalanmadan tohumlar doğrudan kullanılırsa önce el ve ayaklarda uyuşmalara yol açar, fazla kullanılırsa da kangrene kadar ilerleyebilir. Esasında yapılan basit bir detoksifikasyon (zehirsizleştirme) işlemidir.  Bitkisel ise zararsız mıdır?     Bu şekilde bir düşüncenin yanlış olduğunu çeşitli defalar örneklerle açıklamaya çalıştım. Belli bir miktarı yararlı olabilen bir bitkinin fazla miktarda ölümcül olabileceğini unutmamak gerekir. BİTKİLER AKTARDA SATILMAMALI Sanırım bu tip olaylar hemoroit hastalarının başına sıklıkla geliyor. Ağrı o kadar fazla olunca dindirmek için ölçüyü kaçırıp fazla kullanabiliyorlar. Yine bir hemoroit hastasında yıllar önce şahit olduğum bu şekilde bir zehirlenme olayını hatırladım. Ankara’da bir aktarın şikayetlerini gidermesi için verdiği bitki kökünü fazla miktarda kullanınca tipik atropin zehirlenmesi bulgularıyla hastane aciline yatırılan hastanın getirdiği materyali inceleyince adamotu (Mandragora officinarum) kökü olduğunu tespit ettik. Bu bitki atropin tipi alkaloitler taşır. Bu maddelerden çok düşük miktarlarda ilaç olarak modern tıpta yararlanılırken biraz fazlası  öldürebilir. Bu nedenle bu tip bitkilerin aktarlarda satılması sakıncalıdır.   İLAÇ HAZIRLAMA USTALIK İSTER Deve dikeninin hemoroit şikayetlerinde kullanılmasıyla ilgili olarak bilimsel kaynaklarda yaptığım incelemede halk arasında deve dikeni veya mübarek diken olarak adlandırılan Silybum marianum (Latince bilimse adı) meyvelerinin hafifçe kavrularak balla karıştırılıp yutulduğuna dair kayıt buldum. Bu bitkinin meyveleri karaciğer hastalıklarının en etkili ve güvenilir ilacıdır. Ama halk arasında o kadar farklı bitkiler deve dikeni olarak adlandırılıyor ki Bursalı hastanın hangi bitkinin, hangi kısmını, ne miktarda kullandığını merak ediyorum. Sonuç olarak, bitkisel de olsa ilaç hazırlama ve kullanım bilimsel bilgi ve ustalık ister. Halk arasında bir özdeyiş vardır: “Kılavuzu karga olanın ..........”

0 yorum:

Yorum Gönder

 
Design by New WP Themes